Powered By Blogger

31 Mayıs 2014 Cumartesi

"Artık içip içip yazmayacağım sana söz veriyorum bu son hatta artık içmicem çünkü içince yazma isteği duyuyorum beynim başka hareket ediyor. Keşke söylemeseydim dedim bugün ilk defa çünkü çok özlediğimi hissettim bittiğinden beri ilk defa ağladım kitlenmiştim. Annem hayatım boyunca ilk defa bana bu kadar şevkatli yaklaştı bana saçlarımı okşadı neyin var dedi cevap veremedim. Önceden canım acıyınca hep sana gelirdim şimdi gidecek kimsem yok sen benim en büyük sırdaşımdın öncelikle ne bilim rahatlıyordum yanında. Seninleyken olmuyor sensiz hiç olmuyor. Sana gel bile diyemiyorum ama mal gibi bekliyorum bu resmen ölüden göt istemek gibi bir şey. Şu ana kadar istediğim her şeye sahip olduğum için bu durumum. Bu yaşadıklarımızı başkasıyla yaşayacağını düşünüp deliriyorum. Neden bu kadar içim acıyor bilmiyorum geçeceğini biliyorum ya da bilmiyorum. Eğer sen mutluysan bilemem ama ben çok mutsuzum. Neyse. Bana yaşattığını kimse sana yaşatmasın.
Sen kaldıramazsın." diye mesaj attım ağlayıp içiyorum. 
Bir film gibiydi, kısa bir film. Bitti. Ne çok hayallerimiz vardı. İçimde bir buz kitlesi var sanki donuyor içim, hissetmiyorum. Karşısına çıkacak gücüm yok. Sanki hayatındaki bütün yük bendim hafiflemiş gibi.
Sanki ben omuzlarımda dünyanın yükünü taşıyorum. Eziliyorum. Unutmuş gibi, ben unutamıyorum.
Keşkeler ezberliyorum sürekli. Keşke söylemeseydim bunları, keşke bitirmeseydim, keşke hiç başlamasaydım...
Ağlasam rahatlayacağım aslında ama diyorum ya dondum işte. Bir daha mesaj atma dedi bana içime oturdu. Onca yaşanmışlık varken bu ağır laflar niye? Hiç mi hatır yok? Beni hiç  merak etmiyor mu acaba? Ben onu çok merak ediyorum. Kolyeyi ve ayıcığı attım dedi acaba gerçekten attı mı? Yaşadıklarımız ölümsüz olsun diye yazıyorum ben o ise içine sıçıyor. Kalpsiz bir adamdan durmuş beni sevmesini bekliyorum benim ki resmen ölüden göt istemek! Ahh benim yarım, ahh benim eksik kalan parçam; bu soğukluk, bu mesafe niye be esmerim? Özledim diye mesaj atsam koşa koşa gelirsin biliyorum ama ya o bende ki gurur?
Önümde bir şişe şarap ve bir kadeh var düşünüyorum. Seni düşünüyorum. Nasıl toparlayabilirim onu düşünüyorum. Zaman diyorlar ya zaman geçtikçe ben seni daha çok özlüyorum.
Neyse katilim ben sana gel demeden kalk gel ben burada bekliyorum. Hem gelirsen şarap da var. Katilim eğer gelirsen içeriz, sarhoş oluruz ve birazda sevişiriz.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Pişmanım, onu kaybettim. Ne olursa olsun gelmeyecek o günlerimiz. Her gün görüyorum onu karşılaşmamak için elimden geleni yapıyorum. Okumam gereken onca kitap ve bir o kadarda izlemem gereken film var. Halim yok. Şarkı dinleyemiyorum, beni intihara sürüklüyor. Ne oldu bana?  Bana yardım edecek kimse yok mu? Kimseye anlatamıyorum ben bu derdimi. Kime anlatsam boş ver diyor, kısa cümleler kurup çok yardımcı olduklarını sanıyorlar. İçimdekileri kusmak istiyorum, bağırmak, ağlamak istiyorum. Değişmek istiyorum, yepyeni bir ben olmak istiyorum. Mümkün mü bu? Bir adam beni bu kadar değiştiremez. Değiştirmemeli. Başımı taşıyorum bazen, düşüncelerim çok ağır geliyor. Yoruluyorum, hayat beni çok yoruyor. Bazen göz kapaklarımı hareket ettirmek bile gelmiyor içimden. Önceleri canım yandığında hep ona giderdim, şimdi canım öncekilerden daha çok yanıyor ve gidecek kimsem yok. Anladım ki benim ondan başka kimsem yokmuş. Başımı yaslayacağım tek şey onun omuzuymuş. Tutunacağım tek dal o. Kaybettim ben her şeyimi. Onu kaybettim. Hayat beni sıfırla çarptı. Biliyorum o bir gün dönecek ama çok geç olacak. Ben kendime yeni bir hayat kurmuş olacağım. Benim bugünkü pişmanlığımı o da yaşasın. O en büyük şansını kaybeti hayatının geri kalan kısmında bu kadar çok sevilmeyecek, haberi yok.
Şimdi sadece içmek istiyorum.

23 Mayıs 2014 Cuma

Dün gece bütün cesaretimi topladım ve içimden ne geçiyorsa yazdım ona. Bütün duygularımı yazdım. Ağladım zırladım. Onunla bir daha görüşmek istemediğimi söyledim. Evet ona hem deli gibi aşık olduğumu hem de bir daha görüşmek istemediğimi söyledim. İkimiz içinde iyi olacağını söyledim. Şaşırdı, onunla yaşadıklarımı başkasıyla yaşamamı istemediğini söyledi. Aşık olabilseydim sana aşık olurdum dedi bana. O an iki damla yaş döküldü gözlerimden. Gerisi hep boğazımda düğüm... Öldüm! Katilimin elleri kanlı şimdi. Öldürdü beni. Onunda üzüldüğünü düşünüyorum. Bunca yaşananlar kolay unutulamaz. Zamanla geçeceğine inanıyorum. Hayatımın en güzel yaşındayım 17 yaşındayım. En güzel çağımda unutamayacağım anlar yaşattığı için ona çok teşekkür ederim. Şunu bilin ki bu hikaye burada bitmedi. Birbirimize yeniden döneceğiz biz. Bu bir yas mı bilemiyorum ama yaşadığım söylenilemez. Onun sevgisinden hiçbir beklentim yok. Sanki bütün şarkılar ve şiirler benim için yazılmış. Ağlamıyorum, çünkü ölüler ağlayamaz. Hissizim, hafiflemiş gibiyim. Rahatladım, üzerimden sanki tonlarca yük kalktı. Zor ama ben gelirim üstesinden. Bu ilk bitiş değil ki bizim ilişkimizin neler neler atlattık. Bu kadar emek boşa mıydı? Sokaktaki it kadar yalnız hissediyorum. Bedenimden bir parçaydı sanki koparıp attığım. Ellerimi nereye koyacağımı bilemiyorum şimdi. En azından onu yaşadığımı düşünüp rahatlıyorum. Gözlerimi kapatamıyorum gitmiyor bir türlü yaşananlar gözlerimin önünden, rüzgar essin istemiyorum kokusu geliyor. Ne de güneş ısıtsın tenimi, teninin sıcaklığı geliyor aklıma. Rüya gibiydi yaşadıklarımız ben baş rolde prensesi oynadım, o bıçağı kanlı katili.
Beni öldürdü ve uyandım...

22 Mayıs 2014 Perşembe

Zerrelerine kadar aşık olduğum adam. Sana bugüne kadar söylemek istediğim her şey şimdi boğazımda düğüm. Ben senin için seviştiğin kızdan başka bir şey değilim. Ben bütün benliğimi sana adadım. Sana bir kez olsun sevdiğimi söyleyemedim. Seni sonuna kadar yaşamak istiyorum. Ne hissettiğimi bilmeni istiyorum. Cesaretimi toplayıp seni tamamen kaybetme ya da tamamen kazanma riskini nasıl göze alabilirim?  Beni öldürüyorsun ve haberin yok. Acılarımı ağlayarak dindiremiyorum. Yanındayken mutlu gibi görünsem de canım en çok o zaman acıyor. Ahh Esmerim! Senin gülüşüne ömrümü veririm. Sürekli hayalimdeki seni anlatmaktan yoruldum insanlara. Buralardan gidip seni görmemek istiyorum. Göz görmeyince gönül katlanır derler ya hani belki ben de o zaman sensizliğe dayanırım. Seni her gördüğümde acı çekiyorum. Kalbime bıçaklar saplanıyor. Bu benim sana söyleyemediğim kaçıncı mektubum bilmiyorum ama bildiğim tek şey SENİ SEVİYORUM.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

İkimizinde canı sıkkındı birkaç şişe bira alıp onlara gittik, biraz içtik. Hafif çakır keyif oldum, bünyem zayıf hemen sarhoş olurum. Beni kucakladı odasına götürdü öptü, ben gözlerimi kapattım o beni öptü... O kadar güzel öpüyordu ki alkolden değil öpüşünden sarhoş oldum. Uzandık, sarıldı bana. Seviştik... Nefsi boynuma çarptıkça ben kendimden geçiyordum. Biraz doldu gözlerim arkamı döndüm sarıldı bana. Ağladığımı görmesin diye döndüm arkamı ona. Sarıldı sırtımdan öptü. Kalktı bir sigara yaktı, sigarası olmak istedim beni içine çeksin içinde ciğerlerinde dolaşayım istedim. Banyoya girdi, kapının önüne oturdum vücuduna değen su damlacıklarının sesini dinledim. Odasına geçtim çürük vişne kokulu parfümünü kokladım, sıktım biraz üzerime. Saçlarım bozulmuştu banyodan çıkınca saçlarımı yaptık birlikte, makyajımı yaptık. Sonra yemek yedik. Mutfağı dağıtmıştı toparladık. Bir an onunla aynı evde yaşadığımı hayal ettim ne güzel anlaşıyoruz dedim. Sonra dalga geçtim evli gibiyiz diye oda belki oda olur dedi. Neden sürekli laf atıyor bu konuyla ilgili bizim bir geleceğimiz yok. Ne başı belli bu ilişkinin ne de sonu. Birbirimize verdiğimiz yeminlerimiz yok, güzel sözlerimiz yok ama neden bu kadar bağlıyız birbirimize? Aklım almıyor.

18 Mayıs 2014 Pazar

Gülüşü... Pek gülümsemez, gülünce de bahar gelir. O güler ben onu izlerim, boynundaki benleri, omuzları, boğazı... İzler izler hayallere dalarım. O bir güler ben bin ölürüm. Ölüyorum Tanrımm! Bana yardım edecek kimse yok, tek başıma da kalkamıyorum bu yükün altından. Biri bana yardım etsin. Tutsun elimden, unuttursun bana onu. Gerçekten onu yaşamak istemiyorum artık bana çok acı veriyor. Ben onu unutmak istiyorum artık. Her gece onu hayal ediyorum yanımda sarıldığımı, öptüğümü... Canımı acıttığının farkı da mı acaba? Biliyor mu bu kadar acı çektiğimi, hissediyor mu? İzin vermiyor unutmama tam kurtuldum derken özledim diyor dayanamıyorum. Zamana bırakıyorum daha çok yanıyor canım. Kimseye karşı içimde bir kıpırtı hissedemiyorum. Kalbim yok sanki. Ben böyle değildim her gün birine aşık olurdum, günlük ilişkiler yaşardım. Eski benliğimi özlüyorum. Neşemi, gülüşlerimi özlüyorum. Bu ben olamam kendimi 40 yaşında menepoza girmiş bir kadın gibi hissediyorum. Oysa ben henüz 17 yaşında sarışın,  uzun boylu, çekici.. Her erkeğin sahip olmak isteyeceği bir kızım. Beni kaybetmekten korkmuyor mu? Ben onu kaybetmekten çok korkuyorum. Ölmekten çok onu kaybetmekten korkuyorum.

17 Mayıs 2014 Cumartesi

İlk kez dışarıda baş başa buluştuğumuz yere gittim bugün. Oturdum banka gölü izledim, rüzgar vurdu yüzüme, kavakların seslerini dinledim. Gözlerimi kapattım ilerde mutlu olduğumuzu hayal ettim. Gözlerimi açtığımda gerçek tüm sertliğiyle yüzüme vuruyordu. Ağladım, kimse yoktu beni teselli edecek. Bağıra bağıra, hıçkıra hıçkıra ağladım. Akşama kadar sadece düşündüm ona aşık olduğumu söyliyecektim nereden inceysen artık oradan kopmalıydı. Sonra ya aramıza mesafe girerse diye düşündüm vazgeçtim. Ona bir daha dokunamamaktan korktum. Duygularımın karşılıksız çıkmasından korktum. Ben onun yanında daha heyecandan konuşmayı beceremezken nasıl sevdiğimi söyleyebilirdim? Sürekli ben aşık olamam deyip kendini aktan soğutuyor ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum. Korkuyorum birgün başkasına aşık olacak diye. Elimden bir şey gelmiyor. Sadece onu kaybetmek istemiyorum. Hem hayallerimi süsleyen prensim, hem de beni öldüren bir katil o. Ben daha onu nereye koyacağımı bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çaresizlik beni öldürüyor. Deli gibi ağladım o akşam sokakta rimelim aktı herkes bana deliymişim gibi baktı. Kimse umurumda değildi, olamazdı. Kalbim ağrıyor...

16 Mayıs 2014 Cuma

Yatakta karşılıklı oturduk. Öptü beni, ellerini vücudumda gezdirdi. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki gömleğim hareket ediyordu, yavaşça gömleğimin düğmelerini açtı ve göğüsümden öptü. Öldüm, sanki o an kalp krizi geçiriyordum. Tarif edilemez bir duygu anlatamıyorum. Boynumdan öptü, boynundan öptüm. uzandı sarıldı bana arkamdan sırtımı öptü. Kollarının arasında kayboldum. Seviştik ve uyuduk. Onun kollarının arasındayken  dünya duruyor, işte huzur diyorum, bütün ömrümü orada geçirebilirim. Boynuma çarpan nefesi,teninin sıcaklığı... Bunları düşünüyorum ve cehennemde sonsuza dek yanmayı göze alıyorum. Tarifi olmayan bir duyguyla aşığım ona. Her zerresini hissetmek istiyorum, sürekli yanımda olsun ,sürekli nefesini hissetmek istiyorum... Onunla ilgili her an hafızamda. Unutamıyorum, imkansız ben onunla her anımı dolu dolu yaşıyorum. Onu yaşamak istiyorum günahıyla sevabıyla. Katilim için yanmaya hazırım. Yanıyorum...

15 Mayıs 2014 Perşembe

Sevililer gününde ondan hiçbir şey beklemiyordum. Sevgili değildik. Buluştuk o gün ama sevgililer günü kasıtıyla değildi. Bana çocukluk oyuncağını hediye etti ona çok değer verirmiş zaten pek oyuncağı da yokmuş çocukken. Nasıl mutlu oldum anlatamam, düşünmüş beni. Sarıldım öptüm. Sonra bir sigara yaktı, ilerde çocuklarımızın olacağıyla ilgili hayal kurdu. Bizim hep birlikte yaşayacağımı düşünürdü. Dalga mı geçiyor acaba benimle hissettiklerimi biliyor da sanki bunları kasıtlı olarak yapıyor gibi. Canım acıyor anlamıyor mu? Sevişirken hayal kuruyorum sürekli bana aşık olduğunu düşünüyorum. Her öpüşüm ayrı heyecan onu. Doyamıyorum ona. Sürekli beni korumaya çalışıyor beni sahipleniyor ne yapmaya çalışıyor? Ben günlerce kendimi odama kapatıp yataktan çıkmıyorum yemek yemiyorum, süreki ağlıyorum. Penceremden yağan yağmuru izliyorum bana verdiği oyuncakla. Gözlerim bozuldu ağlamatan. Yastığım, yorganım ıslak göz yaşlarından. Ben odamda ölüyorum haberi yok. Beni her öpüşünde ölüyorum. Yutkunamıyorum adı geçince. Uzaklaşmak istiyorum beceremiyorum, mesajlarına cevap vermek istemiyorum ama ışık hızında yazıyorum. Ne yapsam kopamıyorum bana o kadar acı çektiriyor yine de onu bırakamıyorum. Şimdi odamda pencere açık rüzgar esiyor ben onu düşünüyorum, üşüyorum...

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Okulda bizim sevgili olduğumuz hakkında dedikodular çıkmış. Bayağı açıldı aramız bilinmesini istemiyorduk ikimizde. Dedikodular dağılsın diye okuldan bir kızla yakınlaştı. Deliriyorum tanrım onu başka bir kızla konuşurken görünce çıldırıyorum! Kalbimi acıtıyor, hep söylerlerdi inanmazdım bir kalp nasıl acıyabilirdi? İnanmazdım. Yastığı yüzüme bastırarak ağlıyorum geceleri. Onunla sevişmek bile yetmiyor bana, daha yakınımda istiyorum. Bana ölümden daha yakın olsun istiyorum. Fotoğraflarına bakıp uyuya kalmak istemiyorum. Her sabaha onunla uyanmak istiyorum, kollarında... Uyurken bile bana hep dokunur, dokunmadan uyuyamaz. Sarılır, öper omuzumdan. Öldüğümü görmüyor mu? Duam kabul olsun artık tanrım! Neden cesaret gösterip ben bu adamı seviyorum ve biz bu adamla düzenli olarak sevişiyoruz diyemiyorum kimseye? Onu tanıdım tanıyalı yolumu kaybettim. Ben böyle değildim çok yorgunum, önceleri bitmek bilmeyen enerjim vardı. Ortalığı inleten kahkahalarım vardı benim, ben neden unuttum gülmeyi? Bu gece sana açtım ellerimi ve ağlayarak dua ediyorum, Tanrım ya al bu canımı ya da dindir bu yangınımı!

Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu 2 hafta kadar. Buluşacaktık, kalbim küt küt çarpıyor böyle deli gibi. Asansörde birkaç komşusu gördü bizi nasıl utandım. Eve girdik, o banyoya girdi ben de ona yemek hazırladım. Banyodan çıkınca yanına çağırdı yerde melekli bir bileklik bulmuş kopmuş falan meleği görünce aklına ben gelmişim almış hemen tamir etmiş onu taktı bana. Kopup duruyordu sürekli bende kolye yaptım daha sonra onu. O kolye benim için dünyanın en değerli kolyesi. Hala boynuma taşırım kolay kolay çıkartmam. Beni ne zaman öpse o kolyenin üzerinden öper önce göğüslerimin üzeri, sonra boynum dudaklarım derken sarhoş oluyorum hatırlamıyorum gerisini.Bazen düşünüyorum o da beni sevmese neden bu kadar ilgi göstersin ki bana diye ama cevap bulamıyorum. Tesadüfen bu yazıları okusa ne yapar acaba çok merak ediyorum. Bir gün bunları okutacak olursam ona sonra öldürürüm kendimi utancımdan, yüzüne bakamam. Tek istediğim başkasına aşık olmasın, benimde olmasın. Dizlerimde uyutacağım onu bir gün saatlerce yüzüne bakıcam, boynundaki benlerini izlicem, kirpiklerinin dizilişini ezberlicem. O bir gün benim olacak. Ben beklicem.

13 Mayıs 2014 Salı

  Ahh benim geçmek bilmeyen hevesim... Sana bu kadar aşık olduğumu anlamayacak kadar kör müsün, yoksa salağa mı yatıyorsun? Sevişirken kokunu içime çekiyorum be adam ben, insan oradan anlar! Kaç kere söylemek istedim fakat beceremedim. Nasıl söyleyebilirim sana seni sevdiğimi? Sen kimseye aşık olamayacağını, kimseye ısınamadığını söylerken ben sana bunu nasıl söyleyebilirim? Bir kere bana ben aşık olsaydım sana aşık olurdum dedin ya benim ayaklarım yere basmadı. Sevişirken bile uzaksın bana. Ruhum sığmıyor artık bedenime acı veriyor bana çıkmıyor bir türlü içimdeki zindandan. Bir kere olsun beni sevdiğini söylemeni isterdim, gerçekten içinden gelerek sadece bir kere. Sürekli evleneceğimizi söyliyor ve ben bu konuyu saptırıyorum evlenmeyeceğimizi bir gün yollarımızın ayrılacağını söylüyorum. Peşimde o kadar erkek varken neden o çirkin anlamıyorum, anlam veremiyorum. İliklerimde hissedebiliyorum sevgimi.  Ona yanacağız dedim birlikte cayır cayır yanacağız, işlediğimiz büyük günah değer mi dedim. Varsn hem bu dünyada hem cehennemde yanalım ama seninle yanayım dedi. Ben zaten senin her dokunuşunda yanıyorum alev alev. İçim kanıyor resmen, bana gülüyor bazen öperken sarılıyorum daha da içimde hissetmek istiyorum onu. Bir gün aldım elime doldurdum ilaçları evde kimse yok düşündüm hergün acı çekmektense iç hapları kurtul, tam o sırada mesaj attı "özledim" yazmış gelde öl şimdi. Sen ölebilir miydin? Ben ölemedim, çünkü; ölürsem onu öpemeyeceğim, onu başkası öpecek. Eğer ben ölürsem o başkasıyla sevişecek. Sırf bunun için yaşıyorum ben.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Bir gün ben yine katilimin evine gittim duştan çıkmasını bekliyorum. Önceden telefonunu hep masanın üzerine koyardı, banyoya götürdü. Telefonunun çaldığını duydum fakat açmadı. Telefon ısrarla çalmaya devam etti açmadı. Otobüse bindik gidiyoruz dayanamadım sordum kim o dedim geçiştirdi beni. Bizim belli başlı kurallarımız vardı; sevgili değildik fakat arkadaşta değildik birbirimize bağlanmayacak idik  ama hayatımıza başkalarını da almayacaktık sadece ikimiz olacaktık. Daha sonra öğrendim ki o ısrarla çalan telefon sevgilisinin imiş. Sevgilisi varmış!
Bunu öğrendiğim an sanki kalbime bir kurşun saplandı. İşte o zaman beni ilk kez öldürdü. Bana hiçbir şey demeden çekti gitti, bitti. Başlamayan bir şey nasıl biter ki doğrusu bu. Ben kendimi kandırmışım, alışmışım ona. Allah'ım ben ne safmışım? O bana dokunurken sanki içimde kelebekler uçuşuyordu. Kokusunu, sesini, nefesini, kalp ritmini, yüzünün çizgilerini, kirpiklerinin dizilişini ve hatta boynundaki benlerin yerlerini ezberlediğim adam bana bu acıyı nasıl yaşatabilirdi? Bu kadar vicdansız mıydı? Ne kadar da yanlış tanımışım onu. Onun bu habersizce gidişinin ardından tam 3 gün sadece çikolata yedim ve sadece su içtim, ağladım o kadar çok ağladım ki kapaklarımda yaralar çıktı. Üçüncü günün sonunda kustum ve tam 14 saat boyunca uyudum annemin zoruyla birkaç lokma yemek yedim. Nasıl birden tersine döndü her şey? Ne eksiklik yaşattım? Günlerce böyle saçma sapan sorular sordum kendime. Okula gitmedim. Aradan bir kaç hafta geçti toparladım kendimi gözyaşlarım boğazımda düğüm yaptım, hiç acı çekmemiş gayet umursamaz bir tavırla hayatıma devam ettim. Karşısına hiçbir zaman bitik bir halde çıkmadım. 1 ay sonra bana mesaj attı kızla ayrılmışlar yumuşamadım düşünsenize katiliniz sizi çok özlediğini söylüyor ne kadar korkunçç!  Çok ısrar etti buluşmak istediğini söyledi. Kıramadım zaten deli gibi özlemişim o kadar çok özlemişim ki her  gece dua ediyorum rüyamda görmek için. Neyse bindik o kızı sordum geçici bir şey kendinle onu bir tutma dedi. Tek açıklaman bu olmaz dedim. Otobüsün içinde tartıştık en azından giderken bir şey söylemeni bekledim dedi. Ben senden gitmedim dedi bana. İndik, sanki gök delinmiş deli gibi yağmur yağıyor Adana'nın en işlek caddesinde bağırarak kavga ettik herkes bize baktı sonra ben deli gibi ağladım sarıldı bana, kokladı, öptü.. Babası gile gittik üzerimizi fön makinesiyle kuruttuk. Bana bizim ilişkimizin ne kadar yıpransa da hepsinden farklı olacağını söyledi. Kandım ona, inanmak istedim bu yalana. Yağmur yağıyordu ve biz seviştik. Uzun uzun seviştik sonra sarıldı bana uyuduk birkaç saat. Boynundan öptüm onu, göğüsünden öptüm, sırtından öptüm... O uyudu ben ona bakıp hayaller kurdum. Saatlerce hayaller kurdum! Uyandığında sarılarak sorunlarımızı konuştuk. Beni sevdiğini hissediyordum ama bunu dile getirmedi zaten bende dile getirmesini beklememiştim ondan hiçbir zamanda beklemedim. Sürekli ben ona aşık olmadığımı söyledim. Sürekli yalan söyledim ona. Katilime aşığım ben, bana zarar veren canımı acıtan adama aşığım. Deli gibi aşığım! Her sevişmemizden sonra eve gidip saatlerce ağlayacak kadar aşığım!  Yağmur yağıyor açıyorum bencereyi soğuk yüzüme vuruyor, ciğerlerime...  Fakat dinmiyor içimdeki yangınım. 
Sizin prensinizin beyaz atı var, benimkinin kanlı bıçağı!
Her  şeyden önce iki sırdaştık. Yaşadıklarımızı söylemedik kimseye, gizli bir aşktı. Kaçamak bakışıyorduk, gizli gizli uzaktan... Aslında biz hiç sevgili olmadık onunla, olamadık. Ne zaman konuşsak kavga ediyorduk. Kavgalarımız bile güzel. Birkaç gün sonra tekrar buluştuk. Bana bu sefer  biraz daha yakınlaştı. O bana dokundukça ben eridim. O nasıl bir his tarif edemiyorum, kelimeler yetersiz kalıyor. Uzandık bunun yatağına sarıldı bana. Kokladı, öptü... Beni sevdiğini hissettim bir an. Biz birbirimize hiç sevdiğimizi söylemedik. Hissettik, dile getiremedik. Biz hep korktuk birbirimizden, çekindik. Bana sarılırken iki damla göz yaşı döktüm, fark etmedi. Göz yaşımı içime akıtamadıım belkide içim doldu. 

11 Mayıs 2014 Pazar

Onlara gidip makarna yapacağıma söz verdim. Anlaştık okul çıkışı önce bize gittik, ben üzerimi falan değiştirdim. Otobüste giderken elimi tuttu bir an kalbim ışık hızından daha hızlı çarpmaya başladı. O ne mükemmel bir andı Tanrım? O an Tanrı'ya milyonlarca kez şükür ettim bana o anı yaşattığı için. Eve gittik makarna yapmadım evde makarna yoktu. Bizde bisküvi meyve suyu falan yedik. Zayıf bir kızdım kilo aldığımı ve çok yakıştığını söyledi. Salona geçtik televizyonu açtı, bir müzik kanalına geçti birlikte şarkı söyledik dans ettik. Bir an sarıldı bana. Kucağına aldı döndürdü sonra koltuğa oturduk dudaklarıma baktı, baktı, baktı... Gözlerime... Beni öptü. O beni öptü ya dünya durdu. Beynim sanki işlevini durdurdu, ellerimi nereye koyacağımı bilemedim ben de yüzüne koydum. Katilim beni öpüyordu ve ben mutluluktan uçuyordum. Bir insan katiliyle öpüşmekten ne kadar keyif alabilir ki? Tanrım ben deliriyor muyum? İlk defa nefesini bu kadar yakın hissetmiştim. Çürük vişne kokulu bir parfümü vardı. Yüzü, o boynundaki benleri.. Bütün çizgilerini ezberlemiştim. Gülerken yüzünde hangi çizgiler beliriyor onu bile ezberlemiştim. Ben aşık olacak ne günah işlemiştim Tanrım? Neden bana bu acıyı çektiriyorsun? Sorularıma neden yanıt bulamıyorum? Bana dokundu diye 2 gün banyo yapmadım kokusu gitmesin diye dudaklarımı yıkamadım tadı gitmesin diye. Gözlerimi kapattığım her an o anı yaşıyordum sanki. O anı hayal ettikçe sanki havada onun kokusu esiyordu, rüzgar ıslıklarını onun ses tonuyla çalıyordu sanki. Tanrım sen bana yardı et, ben deliriyorum.

9 Mayıs 2014 Cuma

Okulun ilk günüydü lise 2. sınıfa başlıyorduk. Onu daha önce hiç görmemiştim, adını bile duymamıştım. İlk gördüğümde katilimin onun olacağını anlamıştım. Elim, ayaklarım,dilim birbirine dolandı. Ne yapacağımı bilemedim. Bana gelip selam verdi, tatilde bana mesaj atmış ve ben onu terslemişim hatırlamadım bile onu. O gün onunla kavga ettik. Bir anlık nefret ettim. Eve geldiğimde saatlerce onu düşündüm. Geçici bir şey olacağını düşündüm. Ben kendimi biliyorum çünkü; şıp sevdi biriyim, ayran gönüllüyüm, nerede yakışıklı bir çocuk görsem aşık olurum ona. Aradan bir kaç gün geçti gece bana mesaj attı "Polonya'ya gidiyorum istediğin bir şey var mı?".
Çok uzun süre kalacağını düşündüm ama bir hafta kalacakmış. Allah'ım o bir hafta bana bir ömür gibi geldi. Sağımda arıyorum yok, soluma bakıyorum yok... Gelince sınıfta bir süre birlikte oturduk. Bir adamın sesi ezberlenir mi? Ben ezberledim. her harfi vurgulayışını, tonunu... Kokusunu kazıdım burnumun direklerine. O yüzüme üflerken nefesini, ben içime çektim. Biz onunla hiçbir zaman yakın arkadaş olmadık, olamadık. Arkadaş olduk ama aramızda hep bir mesafe vardı. Birbirimize bakarken kaçırdığımız gözlerimiz vardı.
Halimiz böyleyken ben de umutlandım, bir gün olur da belki bana açılır diye. Hep bana, beni sevdiğini söylediğini hayal ettim. Haftalarca, aylarca bekledim. 
Bekliyorum...

8 Mayıs 2014 Perşembe

Onu ilk gördüğümde bunun bir felaket olacağını bütün kalbimle hissettim. Bu bir cinayetti ve ben bile bile beni öldürmesine izin verdim. Bu hikaye en başından beri kalbime acı veriyordu. Henüz sonunu bilmediğim bir hikayeyi yaşıyorum ama biliyorum. Evet, hikayemin sonunu biliyorum... Başı neyse sonu da öyle olacak. Sonu kötü olacak. Ben size bu hikayemde zamanın ilaç olmadığını, zamanın kalbinizi yaran bir bıçak olduğunu anlatacağım. Ben size bu hikayemde küçücük kalbi olan bir adamın nasıl bir kızı öldürdüğünü anlatacağım. Bu hikaye küçük bir kızın göz yaşlarıyla dolu. Bu hikaye küçük bir kızın umutlarıyla, bekleyişleriyle dolu.